Friday, August 25, 2006


İRAN TÜRKLERİNE YAPILAN

ZULMÜ VE BASKIYI KINIYORUZ




İran, Ortadoğu’nun çok uluslu ve nüfusu 70 milyonu bulan ülkesidir. Ancak İran’daki mevcut rejim sadece Farslara ulusal kimlik, siyasi, kültürel ve sosyal haklar tanıyarak Farsçılık adıyla hareket etmektedir. Oysa Farslar nüfus bakımından İran’ın sadece %32’ını oluşturmaktadır. İran’ın geri kalan %68’lık nüfusu ise Fars olmayan halklardan oluşmaktadır. İran’ın %45’i, yani 32 milyonluk nüfusunu ise Türkler teşkil etmektedir. Türkler nüfus olarak İran’ın genelinde oturmakta olup millet olarak kendilerini Türk etnik adı ile tanımlamaktadırlar. Bu da ülkedeki nispi çoğunluğu Türklerin oluşturduğunu göstermektedir. Türkiye’den sonra Türk nüfusu bakımından dünyanın ikinci büyük Türk ülkesi konumunda olan İran, yaklaşık bin yıl boyunca Türkler tarafından yönetilmiş, Selçuklulardan Kaçarların sonuna kadar Türk kültürünün birbirinden değerli eserlerini barındırmaktadır. 1925 yılında İran’da İngilizlerin desteği ile yapılan bir darbe ile Türklerin bu ülkedeki hâkimiyetine son verilmiş, Fars-Ariya ırkçılığı devletin resmi ideolojisine çevrilmiş, o günden beri İran’daki Türk varlığı ve kimliği ile ilgili en ufak iz ve kalıntıyı bile silip yok etmek, Fars etnik öğenin kontroluna geçen Devletin ana stratejisine çevrilmiştir. Ve o günden beri Türkler ikinci sınıf vatandaş muamelesi görerek her türlü temel insani haklardan (dil, din, medeni, kültürel, insan hakları gibi temel hak ve hürriyetlerden) mahrum edilerek yoğun bir Farsçılık baskısına maruz bırakılarak İran’ın diğer halklarıyla birlikte Fars kimliği içinde eritilmek istenmiştir. Pehleviler döneminde (1925–1979) İngiliz, Amerikan baskısı ve desteği ile yürütülen bu etnik zulüm, maalesef İran İslam Cumhuriyeti döneminde, Fars-Ariya ırkçılığına İmamı Şiilik kökten dinciliği de eklenerek, Fars-İmami sentezi şeklinde devletin resmi ideolojisine çevrilmiş ve artarak ettirilmektedir. Bugün İran’da 200 bin Ermeni’nin ve 30 bin Yahudi’nin kendi okulları, ana dillerinde eğitim görecek yüksek eğitim kurumları bulunduğu halde 30 milyonluk Türk’e böyle bir hak tanınmamaktadır. Yine her yıl 24 Nisan günü İran’daki Ermenilere başkent Tahran sokaklarında sahte ve uydurma “Türklerin Ermenilere Soykırım Yaptığının Yıldönümü” dolayısıyla hükümetin desteğinde Türkiye’yi protesto gösterilerine karşı, aynı hükümet aynı olaylar döneminde Kuzey İran veya Güney Azerbaycan’da Ermeni çetelerinin yaptığı katliamlar sırasında vahşice öldürülmüş 300 bini aşkın Türkün anısına İran Türklerinin yapmak istedikleri, hiç bir anma törenine izin vermemektedir.

İran resmi gazetelerinde “Türkler hamam böceği” olarak karikatürize edilerek aşağılanmaktadır. İran İmami Şii Faşistleri Türklerin inançlarını hiçe sayarak (İran Türkleri inanç olarak Caferi ve Kızılbaş Alevilerden oluşmaktadır), onları İmami-Farslaştırmak resmi devlet politikası doğrultusunda, onların kendi inançlarını özgürce yaşatmasını engellemektedir. Son örnek olarak Ekim 2004 tarihinde devlet güvenlik güçleri Koşaçay şehrin Alevi köylerine, Ana dilleri Türkçe ve kendi inançları olan Aleviliği özgürce yaşamak istediklerini devletten resmi olarak talep ettikleri için, acımasızca saldırarak çok sayıda insanın ölümüne sebebiyet vermiş, bu olaylarda tutuklananlardan 5 insanımızı önce beş yıl hapis ve ardından da idama mahkum etmiştir. (2006).

Tüm bu sitemlere karşı doğal olarak tepki haklarını kullanan Türkler 22–31 Mayıs 2006 tarihlerinde “ana dilimiz Türkçede eğitim görmek istiyoruz” pankartlarla yaptıkları gösteriler yüzünden birçoğu öldürülmüş ve binlercesi hapse atılmıştır. Iran faşistleri sadece Türk halkına değil, onların kutsal mekanlarına saldırılar düzenleyerek Güney Azerbaycan’da yarı açık bulunan çok sayıda Cem evini kapatmış, “Miana” şehrinde bulunan cem evini ise yağmalayarak, yakmışlardır.

İran yönetiminin bu çifte standartlı yönetim anlayışını protesto ediyoruz ve bugün İran hapishanelerinde işkence gören arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Kendi dillerinde okuma-yazma gibi temel insani haklarını savundukları için çatışmalarda ve ölüm oruçlarında şehit edilen arkadaşlarımızdan rahmetle anıyor, Koşa-Çay olaylarında idama mahkum edilen Türk Alevi soydaşlarımızdan 1- Semend-ali Mohemmedi (Bey Memmetoğlu-59 yaşında), 2- Bahş-ali Mohammadi (Bey Memmetoğlu-59 yaşında), 3- Yunus Ağayan (Eyyuboğlu-24 yaşında), 4- Mehdi Kasimzade (Kubatoğlu-25 yaşında), 5- İbradolla Kasimzade (Kubatolğu-32 yaşında) suçsuz olduklarını belirterek özgür bırakılmalarını ve bugün İran cezaevlerinde tutulan 11.000’den fazla kendi kimliğini arayan gençlerimizi ve özellikle ölüm orucunda olan arkadaşlarımızın (gazeteci yazar Abbas Lisani, Muzisiyen Hasan Demirçi, Şemstebriz gazetesinin baş yazarı ve imtiyaz sahibi Ali Hamid İman, Hasan Raşedi v.s…) isteklerini yerine getirerek derhal onların serbest bırakılmalarını talep ediyoruz.

YAŞASIN İRAN TÜRKLERİNİN

TÜRKÇE EĞİTİM VE İNSAN HAKLARI YOLUNDA

BAŞLATTIKLARI MİLLİ MÜCADELE

1 Comments:

Blogger gaykedi said...

Atatürk' ün Alevi Kökenleri ve Dini İnançları ;

Tarihçi Cemal Şener: Atatürk dindar değil, laik, demokrattı. Bunun sebebi Alevi-Bektaşi meşrepli ve Türkmen kökenli olmasıdır. İslam coğrafyasında laik cumhuriyet varsa bu da Mustafa Kemal'in bu meşrepten olması nedeniyledir. Dindar değildi, laik insanlarınki kadar tanrı inancı vardı. Yaşam biçimi Sünnilerinkinden çok Alevi-Bektaşilere yakındı.

Tarihçi Yavuz Bahadıroğlu: Elimde 1930'lu yılların 'Lise 2 Medeni Bilgiler' kitabı var. Bu kitapta, milleti millet yapan unsurlar arasında din yoktur. Tarih kitabında, Hazreti Muhammed Arap peygamberi olarak gösterilir. Kuran, peygamberin fikirleri olarak ifade edilir. 'Muhammed'in karıları' denilir. Bu kitaplarda dine hakaret yok ama dindarlık da yok. Atatürk dindar değildi ama dünya işlerine müdahil olmasını istemediği bir tanrı inancı var.

Atatürk'ün alevi kökenli oldugunu bilmiyordum bunu duymak ailecek bizi cok sevindirir, alevi kökenli degil sünni kökenli olmamiza ragmen alevi kültürüne ve hümanizmine, arap kültür emparyalizmine direnerek Türk kültürüne ve diline sahip cikmalarina, eski türkler gibi kadina hayvan gözüyle bakmayan eve kapatmayan değerlerine ailecek bayılıyoruz....Gaykedi

http://gaykedi.blogspot.com/

10:56 PM  

Post a Comment

<< Home